Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

17 Ocak 2011 Pazartesi

nefs

Kim ki İzzet ve Celâl sahibi Allah’ı bilenlerle haşır
neşir olmayı arttırırsa, o, nefsini bilir. Rabbine
karşı da daha çok mütevazi olur. İşte bunun içindir
ki, şöyle denir:
-Nefsini bilen, Rabbini bilir.
Nefs, kul ile Rabbi arasında bir perdedir. Nefsini
tanıyan, Allah’a da, yaratıklara da mütevazi
davranır. Nefsini tanıyan, ondan sakınır. Onu
tanıdığı için Allah’a şükreder. Bilir ki, Allah ona
nefsini, sırf kendisinin dünya ve ahiret iyiliğini
istediği için tanıtmıştır.
Arifin zahiri Allah’a şükür ile, bâtını da O’na hamd
ile meşguldür. Zahiri yükselmekte, bâtını
toparlanmaktadır. Neşesi içindedir, kederi
dışındadır. Bu, sırf halini gizlemek için böyledir.
Arif, müminin aksine bir hal içindedir. Zira
müminin kederi kalbinde, yani içindedir, sevinci
ise yüzünde, yani dışındadır.
Nefsini bilen, bütün hallerinde müminin aksi bir
halde bulunur. Mümin, hal sahibidir. Hal,
değişikliklere uğrar. Arif ise makam sahibidir.
Makam değişikliklere uğramaz, sabittir.
Allah dostlarının mecnunluğu, tabii adetleri,
nefsani ve hevaî fiilleri terketmek ve şehvani,
nefsani zevklere karşı koyar olmak demektir.
Yoksa, aklını kaybetmiş deliler anlamında
mecnunlar değillerdir.
Allah’ın rahmeti üzerine olsun, Hasan Basri
Hazretleri şöyle der: “Eğer siz Allah dostlarını
görmüş olsaydınız, onların deli olduklarına
hükmederdiniz. Onlar da sizi görmüş olsalardı, bir
an bile Allah’a inanmamış olduğunuza
hükmederlerdi.”
Bence, iyiliği emredip kötülükten sakındırma
görevini yapan kişi, inzivaya çekilmiş bin abidden
daha hayırlıdır. Zira abid, nefsi kendisini helâke
sürüklemesin diye inzivaya çekilmiş, böylece
onunla mücahedeyi, bir bakıma terketmiş demektir.
Eğer nefsi kalbe ve öze tâbi olduğu bir halde
inzivaya çekilmişse, bu makbuldür. Zira bu
durumda nefs, onlara tâbi olur. Onların görüşünden
çıkmaz. Onlarla birlik olur, aralarında fark kalmaz.
Kalp ile özün emrettiğini, nefs de emreder. Onların
yasakladığını o da yasaklar, onların seçtiğini o da
seçer. Bu taktirde nefs, nefs-i mutmainne haline
gelir. Kalp, öz ve nefs, hepsi de bir gayede ve bir
hedefte birleşirler. Nefs bir mertebeye erdiği
zaman, onunla mücahede gevşetilebilir.
Kur’an Yaratık Değildir
Ey ahali! Allah’ın kitabına hürmet ediniz. Onunla
edepleniniz, onunla ahlâklanınız. O, Allah ile sizin
aranızda yegane vuslattır. Allah ile sizi birbirinize
bağlayan yegane bağdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder